+86-574-22686809
Strok ve yük arasında karmaşık bir etkileşim vardır. lineer aktüatörler . Bu ikisi sadece bağımsız parametreler değil aynı zamanda tasarım, seçim ve fiili uygulamadaki yakından ilişkili faktörlerdir. Mühendislik uygulamalarında doğru strok aralığını ve yük kapasitesini seçmek, aktüatörün performansını, doğruluğunu ve ömrünü garanti edebilir.
Uzun strokun yük üzerindeki etkisi
Doğrusal aktüatörün stroku arttıkça sistemin yapısal sağlamlık ve mekanik sağlamlık gereksinimleri de artacaktır. Strok ne kadar uzun olursa, aktüatörün konsol etkisi o kadar belirgin olur. Konsol etkisi, aktüatörün piston çubuğu veya tahrik çubuğu uzun bir strok altında yüke maruz kaldığında oluşan bükülme derecesini ve yanal kuvveti ifade eder. Bu kuvvet, yalnızca aktüatörün içindeki mekanik bileşenlere (vidalar, bilyalı vidalar vb.) ilave baskı uygulamakla kalmaz, aynı zamanda tüm yapının stabilitesini de azaltır.
Yükün strok üzerindeki etkisi
Aktüatörün yük kapasitesi, strok aralığını doğrudan etkiler. Daha ağır yükler, uzun stroklar altında aktüatörde daha fazla mekanik gerilime ve deformasyona neden olabilir, bu nedenle uygun bir strok uzunluğu ve yük kapasitesi kombinasyonunun seçilmesi gerekir. Elektrikli lineer aktüatörlerde strok ne kadar uzun olursa aktüatör vidasının, dişlilerin ve motorun dayanması gereken tork ve kesme kuvveti de o kadar büyük olur. Bu stres sistemin aşırı yüklenmesine neden olabilir veya yükü telafi etmek için tahrik motorunun gücünü artırmasını gerektirebilir.
Bu durumda tasarımcının aktüatörün strokunu yük kapasitesine göre tartması gerekir. Örneğin, endüstriyel ekipmanlardaki ağır malzemelerin doğrusal hareketi gibi bazı uygulamalar için, daha büyük yük gereksinimleri, mevcut maksimum strok uzunluğunu sınırlayacaktır. Genellikle üretici, kullanıcı seçimine referans olarak ürün özellikleri tablosuna göre farklı stroklarda maksimum yük kapasitesini açıkça sağlar.